Dişeti Hastalıkları (Periodontal Hastalıklar)
PERİODONTOLOJİ NEDİR?
– Türleri nelerdir?
– Tedavisi ne zaman gereklidir?
Periodontal Hastalık Nedir?
Dişeti hastalıkları çok yaygın görülen, fakat başlangıç ve ilerleme aşamasında ağrı yapmayan, ağrı yapmadığı için de sıklıkla ihmal edilip diş kayıplarına sebep olan hastalıklardır. Dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Bu hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Dişeti hastalıklarının önlenmesi veya tedavisi; doğal dişlerin korunması, daha rahat çiğnemenin ve daha iyi bir sindirimin sağlanması gibi diğer faydaları da beraberinde getirir.
Periodontal hastalıklar dişeti iltihabı ile başlar. Dişeti iltihabı (gingivitis), periodontal hastalığın erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim olarak büyümüştür. Hastalığın erken dönemi çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Tedavi edilmezse hastalık periodontitise ilerler, periodontitis dişeti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşsüz hasar oluşturabilir.
Periodontitis, periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir safhasıdır. Dişleri destekleyen diğer dokularla beraber alveol kemiğinde de hasar oluşturur. Periodontitiste diş-dişeti arasında “periodontal cep” oluşur. Periodontal cep varlığı infeksiyonun yerleşimini ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık ilerledikçe destek kemik dokusundaki kayba bağlı olarak dişler sallanmaya başlayabilir, hatta çekime gidebilir.
Dişeti Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Dişeti hastalığının pek çok bulgusu vardır. Bunlar;
- Spontan veya diş fırçalama sırasında kanayan dişetleri
- Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri
- Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen, uzaklaşan dişetleri
- Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı
- Sallanan veya giderek birbirinden uzaklaşan dişler
- Dişler arasında aralıkların oluşması veya mevcut aralıkların artması
- Isırma sırasında alt üst dişler arasındaki ilişkilerin değişmesi
- Bölümlü protez uyumundaki değişiklik, bozulma
- Sürekli kötü ağız kokusu
Bununla beraber periodontal hastalıklar hiçbir bulgu vermeden de ilerleyebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla diş hekimine gitmek son derece önemlidir.
Dişeti Hastalığının Nedeni Nedir?
Dişeti hastalığının en önemli nedeni “bakteriyel diş plağı” adı verilen, dişler üzerinde biriken yapışkan ve renksiz film tabakasıdır. Günlük fırçalama ve diş ipi kullanımı ile diş plağının uzaklaştırılması sağlıklı bir ağız için temel gereksinimdir. Eğer plak etkin bir şekilde diş yüzeyinden uzaklaştırılmazsa, diş taşı veya tartar olarak bilinen düzensiz yüzeyli ve geçirgen bir yapıya dönüşür.
Diş taşı, ağız hijyenine dikkat edilmemesi sonucu ortaya çıkan bir yapıdır. Ağız içerisinde bulunan bakteriler, yemek artıkları ile buluştuğunda plakları meydana getirir. Plaklar, zamanında temizlenmediğinde daha da sert bir yapıya dönüşerek diş taşı halini alır. Dışarıdan bakıldığında diş üzerinde ve dişeti başlangıç çizgisinde koyu lekeler olarak kendini gösteren diş taşı, tüm estetiği bozarak kötü bir görüntü de ortaya çıkarır. Diş taşı temizliğini vaktinde yaptırmadığınız takdirde, tartar oluşumu görülen bölgelerde iltihaplanma ve dişeti hastalıkları da ortaya çıkar.
Plaktaki bakteriler tarafından salınan zararlı ürünler dişetinde irritasyona neden olur. Bu ürünler nedeni ile dişetini dişe sıkıca bağlayan lifler yıkıma uğrar, dişeti dişten uzaklaşır ve periodontal cep oluşur. Böylece bakteri ve ürünlerinin daha derin dokulara ilerlemesi kolaylaşır. Hastalık ilerledikçe cep derinleşir, bakteriler daha derine kemiğe kadar ilerler ve dişi destekleyen alveol kemiğinde de yıkım başlar. Hastalık tedavi edilmeden bırakılırsa sonunda dişler sallanır ve çekimleri bile gerekebilir.
Dişeti Hastalığı Nasıl Önlenir?
Periodontal hastalığın önlenmesinde en önemli görev kişinin kendisine düşmektedir. Dişleri ve dişetlerini sağlıklı bir şekilde sürdürmek için günlük ağız bakım işlemleri ile bakteriyel diş plağının uzaklaştırılması gerekmektedir. Diş hekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de aynı derecede önemlidir. Günlük ağız bakım işlemleri diş taşı oluşumunu en az seviyeye indirebilir, ancak tamamen önlemeyebilir. Diş fırçası, diş ipliği ve diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan bölgelerin bir diş hekimi tarafından değerlendirilmesi mevcut diş plağı ve diş taşının uzaklaştırılması açısından gereklidir. Dişeti hastalığı tedavi edilmediğinde inflamasyon dişeti ve kemiğin yapısını bozar, dişeti çekilmesi ve diş kaybına neden olur. Dişeti hastalığının önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olması, hastaların şanslı olduğu bir noktadır.
Günlük ve düzenli olarak yapılması gereken önleyici alışkanlıklar şunlardır;
- Diş fırçalama
- Diş ipi kullanımı
- Gargara kullanımı
- Risk faktörlerini bilmek
- Düzenli diş hekimi kontrolü
Dişeti Hastalıkları İçin Risk Faktörleri
- Genetik Yatkınlık :
Dişeti hastalığı bulunan kişilerin %30’unun ailesinde bu sorunun bulunduğu belirlenmiştir. Fakat genetik yatkınlık olan bireylerde bu hastalığın ortaya çıkmasında ağız ve diş bakımına gereken önemin verilmemesi önemli bir etkendir.
- Sigara Kullanımı :
Bir çok rahatsızlığın altındaki bir etken olan sigara dişeti hastalıklarının gelişmesine de zemin hazırlamaktadır.
- Stres:
Vücudun enfeksiyonlara karşı korunmasız kalmasına neden olan stres, dişeti hastalıklarının oluşmasında da etkili olur. Stres; kanser, yüksek tansiyon ve diğer sağlık problemleri gibi pek çok ciddi sorunla bağlantılıdır. Aynı zamanda da periodontal hastalıklar için risk faktörüdür. Stres, özellikle diş sıkma ve diş gıcırdatmaya neden olarak dişlere aşırı kuvvet gelmesine sebep olduğu için, periodontal dokuların yıkılmasına ve var olan hastalığın hızlı ilerlemesine sebep olabilmektedir.
- Kötü Beslenme ve Obezite :
Enfeksiyonların oluşumunu hızlandıran kötü beslenme alışkanlıkları ve aşırı kilolar kontrol altına alınmadığında, dişeti hastalıklarının oluşumuna zemin hazırlanır.
- Sert ve Yanlış Yapılan Diş Fırçalama :
Dişlerin sert hareketlerle fırçalanması sonucunda zedelenen dokular yüzünden dişetlerinde kanamalar meydana gelebilir. Yanlış ve sert fırçalamayla oluşan travma neticesinde dişeti çekilmeleri ve ayrıca dişlerde aşınmalar meydana gelebilir.
- Gebelik Dönemindeki Hormonlar :
Hamilelik döneminde hormonlara bağlı olarak dişetlerinde şişme ve kanama sorunları oluşabilir. Bu dönemde ağız bakımına çok özen gösterilmelidir. Düzenli diş hekimi kontrolleri de son derece önemlidir.
- Vitamin Eksiklikleri
- Yanlış ve Kalitesiz Yapılan Diş Protezleri
- Uyumsuz Dolgu ve Restorasyonlar
- Çeşitli Rahatsızlıklara Bağlı İlaç Kullanımı
Diş Eti Hastalıklarının Çeşitleri Nelerdir?
Dişeti hastalıklarının pek çok türü bulunmaktadır. Enfeksiyon tiplerine bağlı olarak hastalık türleri değişmektedir. Dişeti hastalıklarının türleri;
Gingivitis
Gingivitis dişeti hastalıklarının başlangıç evresidir. Gingivitis belirtileri dişetinde ödem, kırmızılık, kendiliğinden kanama ve ağız kokusudur. Henüz dişi destekleyen alveoler kemikte yıkım söz konusu değildir. Sıklıkla uygun olmayan ağız bakımı nedeniyle ortaya çıkar.
En önemli belirtisi, kendiliğinden veya bir uyaran sonucu oluşan kanamadır. Sigara kullanımı ağız içindeki damarsal yapıyı bozduğundan, kanama oluşmasını engelleyerek en önemli belirtinin gizlenmesine neden olabilir ve böylelikle düzenli kontrolde olmayan bir hastanın dişeti iltihabı daha ileri boyutlara ulaşabilir.
Hastalığın ilerlemesine neden olan etmenler;
- Diyabet
- Tütün mamülleri kullanımı
- Genetik faktörler
- Sistemik hastalıklar
- Stres
- Uygun olmayan beslenme
- Hormonal değişimler
- Gebelik
- HIV enfeksiyonları
- Belirli ilaçların kullanımı
İyi bir ağız bakımı ve tedavi ile, dişetleri eski formuna döner. Hafif seyreden bir rahatsızlıktır. Ağız hijyenini sağlayarak tedavi edilir. Gingivitis tedavi edildiği takdirde dişetlerindeki iltihaplanma ortadan kalkar.
Periodontitis
Tedavi edilmeyen gingivitis, periodontitise ilerleyebilir. Zamanla dişler üzerinde biriken plakta bulunan bakterilerin toksinleri dişetini irrite eder ve bu toksinler kronik inflamatuvar cevabı başlatır.
Dişin etrafındaki destekleyici kemik ve dokular yıkılmaya başlar. Dişeti dişten ayrılır, cep oluşur. Hastalık ilerledikçe cep derinleşir ve dişeti ile kemik yıkımı artar. Bu süreç tedavi edilmezse, dişlerdeki kemik yıkımı artarak dişin çekilmesini gerektirecek bir hale gelir.
Periodontitisin pek çok formu vardır. En yaygın olanları;
Agresif Periodontitis:
- Hızlı kemik kaybı en yaygın görülen özelliğidir.
- Kalıtımsal faktörlerle ilişkilidir.
Kronik Periodontitis:
- Dişleri destekleyen dokulardaki enflamasyon ilerleyerek kemik yıkımına ve dişeti çekilmesine neden olur.
- Klinik olarak cep oluşumu veya dişeti çekilmesi şeklinde olur.
- Erişkinlerde sık görülmekle birlikte herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir.
- Kronik periodontitis hastalarında kemik kaybı genellikle yavaş olmakla birlikte, bazen yıkımın hızlı geliştiği dönemler de olabilmektedir.
Sistemik Bir Hastalığın Belirtisi Olarak Periodontitis:
- Genellikle genç yaşlarda başlar.
- Bazı kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları ve diyabet gibi hastalıklar periodontitisin bu türüyle ilişkilidir.
Nekrotik Periodontal Hastalık:
- Dişeti ve çevre dokuların nekrozuyla karakterize olan bulaşıcı bir hastalıktır.
- Bu lezyonlar en çok HIV pozitif, aşırı beslenme bozukluğu ve bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda gözlenmektedir.
Dişeti Hastalıkları ve Sistemik Hastalıklarla Olan İlişkisi
Yapılan araştırmalar ortaya koymuştur ki, dişeti hastalıkları diğer bir çok sistemik hastalığın oluşumu ile ilişkilidir. Periodontal hastalık nedeniyle oluşan inflamasyon, vücutta diğer hastalıkların oluşumunu arttırır.
- Diyabet ve Dişeti Hastalıkları :
Diyabet hastalarında periodontal hastalık gelişme riski yüksektir. Kan şekeri ve diabetik komplikasyonlarının artışı dişeti hastalıklarının oluşumunu tetikler.
- Kalp Hastalıkları ve Dişeti Hastalıkları :
Sebep sonuç ilişkisi tam olarak kanıtlanmamış olsa da, periodontal hastalıkların neden olduğu inflamasyonun kalp hastalığı riskini artırdığı belirlenmiştir. Periodontal hastalık mevcut kalp hastalığını artırabilir.
Dişeti Hastalıklarının Tedavi Yöntemleri
Tedavinin birinci basamağı diş taşı temizliği ve ağız hijyeninin sağlanmasıdır. Oral hijyenin sağlanması, doğru diş fırçalama tekniği ve zamanlaması, ara yüz temizliği için diş ipi ve arayüz fırçalarının kullanılmasıdır.
Hastalığın şiddeti ve diğer bir çok faktöre bağlı olarak, cerrahi ve cerrahi olmayan periodontal tedavi yöntemleri vardır.
Periodontal tedavide amaç, cep eliminasyonunu sağlamak ve dişeti sağlığını oluşturmaktadır.
Periodontal Tedavi Nasıl Yapılır?
Diş eti hastalığının tedavisi, kişinin hastalığının durumuna göre planlanmaktadır. Kişinin panoramik röntgeni alınır ve ağız içi muayenesi ile dişetleri, kapanış, dişlerin birbirleri ile olan ilişkileri, kas eklem durumu ve en önemlisi dişlerin cepleri değerlendirilir. Bu değerlendirmeler neticesinde bir tedavi planı yapılır.
Periodontal tedavide ana amaç ceplerin sığlaştırılmasıdır. Periodontal tedavinin başarılı olması sadece tedaviye değil aynı zamanda hastanın gösterilen ağız bakım tekniğini uygulamasına, düzenli devam etmesine, kontrol randevularını ihmal etmemesine de bağlıdır.
Periodontal tedavi yöntemleri, periodontal hastalık seviyesine göre belirlenmektedir. Bu tedaviler;
Diş Taşı Temizliği – Diş Yüzeyi Temizliği :
Diş taşı temizliği, özellikle sadece gingivitisi bulunan kişilerde yeterli olabilmektedir. Diş taşı temizliğinin bir süresi bulunmamaktadır. Çünkü kişinin bakımına, dişeti hastalığının durumunu göre değişebilmektedir. Periodontal hastalığı bulunan kişilerde hastayı takip eden diş hekiminin önerdiği aralıklarla temizlik yapılması, en kontrollü tedavi sürecini sağlamaktadır. Çünkü ne kadar az diş taşı birikimi ne kadar kısa süreyle ağızda kalırsa o kadar az zarar ortaya çıkacaktır, hatta ortaya çıkmadan önlenebilecektir.
Küretaj – Kök Yüzeyi Düzleştirilmesi :
Küretaj olarak bilinen kök yüzeyi düzleştirilmesi işlemi, kemik kaybı olan ve kök yüzeyinde birikintiler bulunan kişilerde uygulanmaktadır.
Küretaj işlemi sırasında, kök yüzeyinde birikmiş olan artıklar özel el aletleri yardımıyla kazınır ve uzaklaştırılır. Böylece sağlıklı olan kök yüzeyinin dişeti ile temas ederek birbirine yapışması sağlanır. Bu işlemlerin seansları kişinin durumuna göre değişmektedir. Tek seansta yapılabildiği gibi, çok sayıda seans şeklinde de tedavi planlanabilir. Seans kararı doktor tarafından verilmektedir.
Flap Operasyonu :
Diş yüzeyi temizliği ve küretaj yardımıyla sığlaştırılamayan ceplere cerrahi müdahale gerekebilmektedir.
Flap operasyonu ile dişlerin çevresindeki dişetleri açılarak derin ceplerin içindeki artıklar uzaklaştırılıp kök yüzeyinin tamamı düzleştirilir ve devamında dişeti tekrar yerine konularak dikişlerle sabitlenir.
Flap operasyonu sırasında, özellikle kemik içi cepler varlığında ya da kemik oluşturma ihtimali olan bölgeler saptanır ise kemik tozu (kemik grefti) ,membran uygulaması ya da mine matriks proteini uygulamaları ile kemik kazanmaya çalışılabilir.
Gingivektomi – Gingivoplasti :
Genetik nedenli, iltihaba bağlı olarak ya da çeşitli ilaçların kullanımına bağlı olarak dişeti büyümeleri görülebilmektedir. Eğer dişeti büyümesi ile birlikte herhangi bir kemik kaybı mevcut değil ise, sadece büyüyen dişeti miktarı lokal anestezi altında cerrahi müdahale ile alınarak, dişetleri normal boyutlarına getirilebilmektedir.
Bazı durumlarda dişetinin ve altındaki kemiğin pozisyonunu yeniden konumlandırmak gerekebilir, bu durumda bazı ekstra cerrahi yöntemler uygulanabilir. Gingivektomi ve gingivoplasti işlemlerinde ana amaç dişeti ceplerinin sığlaştırılmasıdır. Ancak gingivektomi ve gingivoplasti, gummy smile gibi durumlarda estetik nedenlerle de yapılabilmektedir.
Kuron boyu uzatma işlemlerinde de gingivektomi ve gingivoplasti uygulanır. Bu işlem sırasında dişin ağız içinde görünen miktarının çeşitli nedenlerle artırılması amaçlanır. Bazen dişlerin çürükleri ilerlediği zaman dişetinin altında kalabilmektedir ya da diş kırığı dişetinin altına doğru ilerler fakat kök yüzeyine doğru fazla ilerlemez, bu durumlarda dişeti açılarak mesafe artırılıp yeni restorasyon için gerekli mesafe sağlanabilir.
Dişeti Greftleri :
Periodontal greft operasyonları, yumuşak doku greftleri ve sert doku greftleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Yumuşak Doku Greftleri :
Yumuşak doku greftleri özellikle dişeti çekilmeleri varlığında ve dişetinin fenotipinin kalınlaştırılmasında kullanılmaktadır. Dişeti fenotipi çeşitli ilaçlar nedeniyle inceldiği gibi tamamen genetik olarak da ince olabilmektedir.
Yumuşak doku greftleri uygulanırken, ağzın sağlıklı başka bir bölgesinden, bu genellikle damak bölgesidir, alınan yumuşak doku, çekilme bulunan bölgeye transfer edilmektedir.
Estetik amaçlarla yapılabildiği gibi dişlerin korunması amacıyla da uygulanabilmektedir.
Sert Doku Greftleri :
Dişeti çekilmesi varlığında ya da sadece kemik erimesi varlığında eğer şartlar sağlanıyor ise kemik tozu ile ya da kişinin başka bir bölgesinden alınan kemik grefti ile sert doku augmentasyonu dediğimiz işlemler uygulanabilmektedir.
Dişeiti Çekilmesi
Dişeti çekilmesi, dişeti dokusunun bulunduğu konumdan daha aşağıya doğru çekilmesi sonucunda diş köklerinin açığa çıkmasına neden olan durumdur. Hatalı diş fırçalama, çok fazla sigara tüketimi ve genetik durumlar dahil olmak üzere pek çok farklı durumdan kaynaklanabilir.
Dişeti çekilmesinin tedavisi için etken olan neden tespit edilmeli ve duruma göre tedavi şekli belirlenmelidir. Herhangi bir ilaç ya da doğal kürle tedavi mümkün değildir. Bazı durumlarda diş taşı temizliği bile yeterli olurken, bazı durumlarda da cerrahi yöntemleri kullanmak gerekir.
Kronik periodontitis adını verdiğimiz dişeti iltihaplanmaları ve dişler etrafında bulunan kemiğin erimesi nedeni ile meydana gelmiş olan dişeti çekilmesini tamamen ortadan kaldırmak ve dişetlerini eski konumlarına geri getirmek ne yazık ki mümkün değildir. Ancak bu durumlarda, dişeti çekilmesi ve kemik erimesinin durdurulması ve de diş kayıplarının önüne geçebilmek için, dişeti tedavilerinin yapılması şarttır. Bu durumlarda yapılan tedaviler; diş taşı temizlikleri, kök yüzeyi düzleştirmeleri ve şayet gerekli ise flap operasyonlarıdır. Bu tedavi yöntemleriyle dişeti çekilmelerinin sadece daha kötüye gitmesine engel olunabilir.
Kronik periodontitis tablosu haricinde, bir çok nedene bağlı olarak dişeti çekilmeleri meydana gelebilir. Uzun frenilum bağlantıları, travmatik-sert diş fırçalama , dişeti fenotipinin ince olması gibi durumlarda çoğunlukla dişeti çekilmeleri tedavi edilebilir ve açıkta olan kök yüzeyleri kapatılabilir. Bu durumlarda yapılan tedaviler ise hastanın durumuna göre serbest dişeti grefti operasyonları ya da bağ dokusu grefti operasyonlarıdır. Bu operasyonlar, hastanın kendi damağından dişetinin alınıp, çekilmenin olduğu bölgeye yerleştirilmesi şeklinde gerçekleştirilir.
Dişeti çekilmesi dişlerinizi çürüklere karşı savunmasız hale getirir. Açıkta olan kök yüzeyleri aynı zamanda hastalarımızın hassasiyet sorunları yaşamasına da neden olmaktadır. Dişeti çekilmelerine dikkat etmemeniz durumunda diş sağlığınız riske girer. Durum ilerledikçe diş kayıpları dahi meydana gelebilir.
Dişeti çekilmesi için hangi ilaç kullanılır?
Dişeti çekilmelerinin sadece ilaç ile tedavisi mümkün değildir. Hatta çoğu zaman ilaç tedavisine gerek dahi duyulmaz. Sadece dişetlerinde yoğun enfeksiyon, şişlikler ve ağrılar mevcut ise klinikte yapılacak olan dişeti tedavisine ek olarak ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçlar çoğunlukla antibiyotiklerdir ve ilgili antibiyotikler, dişeti rahatsızlığına sebebiyet veren zararlı bakterilerin ağız ortamından uzaklaştırılmasını sağlar.
Bazı durumlarda ise dişeti hastalığından kurtulabilmek için dişetlerinin altına antibiyotik içeren malzemeler yerleştirilebilir. Bunlar ağızdan alınan antibiyotiklerin aksine lokal olarak sadece o bölgede etkili olan antibiyotiklerdir. Ancak bu malzemeler de tek başına dişeti çekilmesini tedavi etmeye yetmez, yapılacak dişeti tedavisine yardımcı olarak kullanılır.
Ayrıca gargara kullanımı da önerilebilir. Gargaraların içerisinde zararlı bakterileri öldürecek ajanlar vardır ve dişeti tedavilerine yardımcı olarak kullanılırlar. Gargarayı tedaviniz sürecinde düzenli olarak kullanmanız gerekir. Ancak gargaraları çok uzun süre ve sık sık kullanmak, ağız içerisinde zararlı bakterileri öldürebileceği gibi yararlı bakterileri de öldürmektedir ve bu durum ağız içerisinde mantar gibi fırsatçı enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Bu yüzden hekiminizin önerdiği süre ve sıklıkta gargaralarınızı kullanmalısınız.
Dişeti Çekilmesi Ameliyatı Gerekli mi?
Dişeti çekilmelerinin tedavisinde temelde 3 farklı ameliyattan söz edilebilir. İlki flep operasyonları şeklinde adlandırılan, kronik periodontitis tablosunda uygulanan dişeti ameliyatları iken diğerleri serbest dişeti grefti ve bağ dokusu grefti operasyonlarıdır. Hangi operasyonun sizin için uygun olduğuna diş hekiminiz karar verecektir.
Ameliyatın gerekli olup olmadığına, dişetlerinin durumu ve çekilmenin boyutuna göre karar verilir.
Ameliyat sonrasında iyileşme süreciniz, nasıl bir tedavi ve operasyon uygulandığına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Genel olarak dişeti çekilmesi ameliyatı yaptıran kişiler yaklaşık bir hafta sonra dikişlerini aldırır ve yaraları iyileşerek normal yaşantılarına devam edebilirler.
Dişeti Çekilmesini Önlemek İçin Ne Yapmalı?
Genetik açıdan dişeti dokunuz ince yapılıysa dişeti çekilmesini önlemek için bir hayli zorlanırsınız. Diş sağlığınızı kontrol altında tutmak istiyorsanız uygun dişeti bakımına önem vermelisiniz. Böylece enfeksiyona bağlı olarak gelişebilecek dişeti çekilmesi riskine büyük oranda engel olabilirsiniz. Uygun dişeti bakımı için;
- Doğru diş macununu kullanarak dişlerinizi günde iki kez fırçalamalısınız.
- Diş fırçası seçerken orta sertlikte olanları tercih etmeye özen göstermelisiniz. Yumuşak fırçalar dişlerinizi tam olarak temizleyemez, sert fırçalar ise dişetlerinde çekilme ve dişlerde aşınmaya sebep olurlar.
- Günde bir kez diş ipi ya da ara yüz fırçası kullanarak dişeti sağlığınızı korumaya çalışmalısınız.
- Ağızda, dişeti hastalıklarına neden olabilecek bakterileri yok etmek için hekim önerileri doğrultusunda günlük gargaralar kullanabilirsiniz.
- Diş ve dişeti sağlığınız için, diş hekiminizin tavsiyelerine olabildiğince uymalısınız.
Dişeti Çekilmesi Kendiliğinden Düzelir mi?
Dişeti çekilmesi, kendiliğinden düzelmesi mümkün olmayan bir durumdur. Eğer kronik periodontitis dediğimiz dişeti iltihabına bağlı olarak dişeti çekilmesi durumu mevcut ise, kullanılan gargara ve antibiyotikler ile geçici bir çözüm sağlayabilirsiniz, ancak diş hekiminiz tarafından dişeti tedaviniz tamamlanmadığı sürece mevcut dişeti problemleriniz nüks edecektir.
Dişetlerinizin ince olmasına bağlı olarak ya da uzun frenilumlara bağlı olarak dişeti çekilmesi durumu yaşıyorsanız, antibiyotik ya da gargara kullanmanın bu duruma bir yararı olmayacaktır.
Sonuç olarak dişeti çekilmesinin kendiliğinden düzelmesini beklemek yerine en kısa sürede bir diş hekimine gitmelisiniz.
İLETİŞİM
MUAYENE SAATLERİ
Hafta İçi
10:00 – 18:00
Cumartesi
10:00 – 18:00
TELEFON
0(312) 264 42 42
0(533) 136 66 90
ADRES
GAZİOSMANPAŞA MAH. NENEHATUN CAD. NO:42/A ÇANKAYA/ANKARA